Her konuda ne, neden, nasıl, niçin gibi soruları sorar.
Özellikle kâinatın düzeni ve Allah hakkında çok soru sorar.
Bilinçli veya bilinçsiz, çevresinde gördüğü her şeyi taklit eder. Ezberleyebildiği bazı dinî ifadeler veya cümleler onun için çok az anlam ifade eder.
Dinî gelişimde ailenin, birlikte olduğu diğer yetişkinlerin tutumu ve dinî konuların doğrudan doğruya öğretilmesi rol oynar.
Tabiatın, canlı-cansız varlıkların oluşması, devam etmesi, değişimi, canlıların doğup büyümesi, gelişmesi gibi olayları merak edip ve onların nereden gelip nereye gittikleri, sonlarının ne olacağı, ölümün ne olduğu, öldükten sonra ne olacağı gibi konularda çeşitli sorular sorar.
Herhangi bir kavramı anlamaya çalışırken yaptığı gibi çoğu kez zihninde Allah’a ait zihinsel bir şema oluşturur. Bu şemalar ise bilişsel gelişimine paralel olarak farklılıklar gösterir.
Antropomorfizm yani insana benzetme özelliğinden dolayı Allah tasavvuru da insana benzemektedir. Allah’ı aileden uzakta, gökyüzünde veya bulutların üzerinde yaşayan, onları her zaman koruyabilen özel bir insan olarak görür.
Somut düşündüğünden dolayı, soyut kavramları anlayamaz ve kavrama kabiliyeti ancak görünen şeylere yöneliktir.
Duaların Allah ile bağlantılı olduğunun farkında olmasına rağmen, duaların anlamlarını anlamaz.
Dua çocuklar için niçin yapıldığı bilinmeyen ama her zaman (dua yatmadan önce, ibadet yerlerinde, yemekten önce veya sonra) yapılan dinî merasimdir. Çok fazla hissetmeden itaatkâr dua eder.
Dualarının içeriği, kişisel maddî isteklerine yöneliktir.
Etkilendiği ve en fazla merak ettikleri konulardan birisi de ölümdür.
Ölüm kelimesini bilmesinden çok önce, yokluk, kayıp ve var olmamak fikirlerini öğrenir.
Ölümü 4-5 yaşlarında uzun bir uykuyla bir tutar ve yavaş yavaş ölümden korkmaya başlar.
5-6 yaşlarında ölümle hastalık ve yaşlılık arasında bir ilişki kurmaya başlar, yaşlı insanların öleceğini kabul eder ancak yine de döneceklerine inanır.